3 Temmuz 2019 Çarşamba

Naz Naz ın Yeni Teknik Patronu Yavuz İncedal !!!

  *Öncelikle Hayırlı Olsun ve Başarılar diliyorum.
*Nedenini açıklayacağım biraz çekincem 
olsa da yeni yönetimin bu seçimini doğru buluyorum,zira Yavuz İncedal hafızam beni yanıltmıyorsa bugüne kadar bu kulübe gelmiş ''En Kariyerli Teknik Adam ''
*6 takımı bir üst lige çıkarmış,2 kez Play Off Finali kaybetmiş yani 2 takımı daha çıkarmaya ramak kalmış.
*Müthiş bir kariyer,zaten bu nedenle Hemşehrileri Konya yerel medyası ve Konyalı futbolsevelerce ''Altliglerin İmparatoru'' ve ''Konya nın Mourinho''su'' lakapları ile anılıyor.
*2.ve 3.Liglerin aranan Teknik Adamı.
Hem kariyerli hem de mali şartları çok çok iyi.
Yavuz hoca zaten bir kaç röportajında 
''Bu zamana kadar para değil dost 
biriktirdim''demiş,o nedenle Mali olarak 
bizi zorlamamış olabilir.
*Araştırdığım kadarıyla kişilik ve karakter olarak ta çok iyi bir insan olduğu söyleniyor.
*Ahmet Yavuz ile kıyaslamak Yavuz hocaya hakaret olur ,kıyaslanamaz zaten her anlamda.
Yavuz hoca başarısız oldu mu kalmak için diretmiyor,ya kendi bırakıyor ya da karşılıklı
anlaşarak yolları ayırıyor.
*Bu nedenle yeni yönetimin böyle kariyerli,
alt liglerin en iyi hocalarından birini kulüp adına en iyi şartlarla getirmesi çok önemli 
artı puan ve başarıdır.
*Yeni yönetimin artılarından bahsetmişken 
bir konu daha var,eski yönetim yılda 1 kez yönetim kurulu toplantısı yapıp kararları tek 
1 kişi veya onun üstündeki 2.kişi ile alırken 
bu yönetim 15 günde takip ettiğim kadarıyla 3 veya 4 kez hemen hemen tam kadro toplandı ve istişare ederek kararlar alıyorlar,yani artık yönetimde ''Ben değil biz var / Ben tek başıma karar alırım yok Ortak Akılla kararlar almak var '' bu da istediğimiz yönetim anlayışı değil mi zaten ?
Yani kısacası yeni yönetim iyi başladı diyebiliriz,ha bazıları eleştirebilir Ahmet Yavuz ile ayrılma neden bu kadar gecikti,transferler gecikiyor v.s. diye de Ahmet Yavuz ile ayrılma neden gecikti sebep herkesin malumu 
kulübün menfaatleri hiç edildiği için,bu yönetim kulübün en azami menfaatlerini gözeterek ayrılmaya çalıştığı için.
Transferlerin gecikmesi konusu,inanın her takımda böyle 3.Lig'ten tut Fenerbahçe ye kadar böyle değil mi ?
Fenerbahçe bugün Topuk Yaylası Kampına başlıyor kaç transfer yapabildi,2.Lig ten bir Antrenör kardeşim var ''Abi inan ancak Süperlig takımlarının U21 takımından oyuncuları alabilmek için liste yapabildik'' diyor.
Tüm kulüplerin Mali durumu sıkıntılı.
Çok az istisna vardır,ha bir de devletin 
200 milyon tak kredi çıkarıp kurtardığı Trabzonspor gibi kulüpler de var.
*Neyse konumuza dönelim ;
Yavuz İncedal ile ilgili nedenini açıklayacağım çekincem var demiştim o da şu ; son 4 sezondur çalıştırdığı takımlarda sezonu tamamlayamamış maalesef.
Bu anlamda kariyeri biraz düşüşe geçmiş gibi.
Tabii bunun sebepleri vardır,çalıştırdığı kulüplerdeki yönetim anlayışı,kadro kalitesi v.s. gibi belki de tekliflerde seçicilik yapmadı her sezon çalışmak için gelen ilk teklifi kabul etti bilemiyorum gerçi her daim aranan bir hoca.
Acaba kendini yenileyemedi mi sorusu da gelebilir akıllara ama kendisi ile yapılmış uzun bir röportajı okuduğumda bu izlenimi de almadım böyle bir hoca değil kaldı ki bu işe başladıktan sonra İngiltere de eğitim almış,sonra Almanya da B.Mönchengladbach 
takımında 3 hafta staj yapmış gibi.
*Son 4 sezon hariç iyi götürmüş.
Kariyer Özeti şöyle ; 
-58 yaşındaki Teknik adam Futbolculuğunda 12 takımda futbol oynamış,Bartın ve Niğde de Şampiyonluk görmüş.
-25 yıldır teknik adamlık yapıyor,19 farklı takımda çalıştı.
-25 yılda 6 takımı bir üst lige çıkardı demiştim,şu takımları : Konya Mobellaspor,Tokatspor,Tarsus İ.Y.,
Aksarayspor,Eskişehirspor (1.lig e) ve son olarak Gümüşhanespor u 2.Lig e çıkardı.
1998-1999 sezonunda Konya Mobellaspor ile 3.Lig 5.Grupta 68 puan ve averajla 2.olarak 2.Lig e yükseldiler.
Daha Sonraki Şampiyonluğunu 2000-2001 sezonunda 3.Lig 4.grupta Tokatspor ile yaşadı.
2001-2002 sezonunda Tarsus İ.Y. ile 3.lig 3.grupta 2.olarak 2.lige yükseldiler.
2002-2003 sezonunda 3.Lig 3.Grupta Aksarayspor da Şampiyon olarak bir üst lige yükseldiler.
2005-2006 sezonunda 2.Lig te Play Off ta Eskişehirspor
1.Lig e çıkardı. 
(Normal sezonun son maçı ve Play off ta
4 maçta toplam 5 maçta görev yaptı )
2012-13 sezonunda Gümüşhanespor da normal sezonu 
5.bitirmesine rağmen Play Off finalinde Darıca GB ni 2-0 yenerek 2.Lig'e yükselmeyi başardı.
*Finalde kaybettiği üst üste 2 sezon var.
Son 6 sezonda 2 kez sezona başlayıp bitirmiş.
İlkinde 2013-14 sezonunda 3.Lig te Erzurum BŞB ile normal sezonu 
5.bitirip Play Off Finalinde Hacettepe ye 3-2 yenilerek kaybettiler.
En son başlayıp bitirdiği sezon 2014-15 sezonunda Çorum Belediyespor da.
Normal sezonu 5.bitirdiler.
Play Off Finalinde İstanbulspor'a 3-1 kaybettiler.

*Belki bu son 2 sezon finalde kaybetmesi Onda travma yarattı ondan sonra kariyeri düşüşe geçti.
*İnşaallah bizde yeniden çıkışa geçer ve 
7.takımını bir üst lige çıkarmış olur.

*Konya yerel basınında kendisi ile yapılmış
güzel bir röportaj var,bazı bölümlerini koyuyorum kendisini daha yakından tanımanız için ;
Peş peşe gelen şampiyonluklarınız var. Başarı grafiğiniz hep yüksek. Bunu nasıl başarıyorsunuz hocam?
Başarı sadece bir teknik direktörün ulaşabileceği bir durum değil. Başarı, toplulukların birlikte hareket ettiği ve birbirine destek verdiği bir ortamda gelir. Teknik adamların işlerinin kolaylaşması durumunda bir noktaya gelir. Doğru yer, doğru oyuncu ve doğru insanlarla çalışan teknik direktörün başarı çıtası hep yüksek olur. İşimi çok seviyorum. Çalışma arzum ve enerjim hep yüksek. Çok hırslıyım, başarılı olmanın tadını bir kere aldım ve hep onu istiyorum. Onun için mücadele ediyorum hep.
Alt liglerde bu tür oyuncuları tercih eden takımlar, genelde başarıyı yakalayamıyor. Bunun için neler söylerisiniz?
Üst liglerde oynayan oyuncuların egoları biraz fazla oluyor. Alt liglere zaman zaman geliyorlar ama benimseyemiyorlar. Alt ligler, mücadele gücünün yüksek olduğu yerler. Yukarıdan gelen futbolcu, kolay sanıyor ama yanılıyor. Zaten lig başlayınca zorluk çekmeye başlıyor. Ben de seçerken ince eleyip, sık dokuyorum. Karakterine güvendiğim, tanıdığım oyuncuları seçtim hep.  Oyuncularımla hep ağabey, arkadaş, dost gibi olduğum için beni hiç üzmediler şimdiye kadar. Her oyuncunun karakteri farklıdır, her oyuncunun nabzına göre şerbeti verirsen antrenörü yarı yolda bırakmazlar.
 Başarı için antrenman metodunun yanı sıra liderlik vasfının da yerinde olması lazım. Oyuncu, hocaya inanmalı-güvenmeli.
Sizin kariyerinizi ezbere biliyorum hocam. Erzurum ve Sakarya’yı şampiyon yapabilseydiniz. Bugün sizi 1.Lig hocası olarak adlandırabilirdik değil mi?
Onun garantisini veremem. Türkiye’de oturmuş bazı sistemler var. Şuanda bile benden çok çok iyi olan dinamik arkadaşlarım var ve çalışacak kulüp bulamıyor. Bazıları BAL’da ya da daha da alt liglerde çalışma imkanı bulabiliyorlar. Bir bölüme o eşiği atlatmıyorlar. Dikkat ederseniz 1.Lig ve Süper Lig’de hep aynı isimler çalışıyor. Çark dönüyor ve o isimler her sene başka bir takımda çalışıyorlar. Bu da yönetimlerin en büyük eksik yanları diyelim.
Size ‘alt liglerin imparatoru’ deniliyor. Bu sizin kariyerinizi olumsuz etkiliyor mu?
Çektiğim en büyük sıkıntı da o zaten. Genelde 3.ligde çalıştığım ve başarılı olduğum için üzerime böyle bir gömlek giydirdiler. Yani Yavuz hoca, 2.lig-3.lig hocası demeye başladılar. Ya böyle bir şey yok, buna ben karşıyım. Şans verilirse üst liglerde de başarılı olabilirim. O alt lig yaftası vurulduğu için maalesef yukarıya çıkamıyorum. Sezon başında 1.ligden bir takımla anlaşmak üzereydim. Sırf bu yüzden işim bozuldu.
Başarısızlığın ana etkenlerinden birisi de yöneticilerle hocaların uyum içinde olmamaları diyebilir miyiz? Zira hocaların oyun sistemine uygun transferler yapılmıyor ve kuru kavaktan düdük yapmaya çalışılıyor. 
Mevcut kadronun yapısıyla hocanın oynatmak istediği sistem ne kadar uyumlu? Onun cevabı çok önemli. Mesela hocanın sistemi 4-2-3-1’dir ama elindeki kadro detaylı incelendiğinde sisteme uygun olmadığı anlaşılıyor. Bu noktada ne yönetici ne de hoca o sistem için inat etmemeli. Yapılacak birkaç takviyeyle o kadronun oynayabileceği yeni bir sistem bulunmalı. Orada da hocanın oyun okuması ve futbolcuyu tanıması ön plana çıkacak. Başarı için bunlar ince nüanslar diyebilirim.  
Boştayken sıkılmıyor musunuz hocam? Bütün gün evde açıkçası sıkılırım…
Bazen boşluk iyi oluyor. Kendinizi rektefe ediyorsunuz. Şimdiye kadar çok az boş bekledim. Hafta sonları çevre illere giderek maçlar izliyorum. Ereğli’de yaşadığım için Konya’ya, Niğde’ye, Adana’ya, Mersin’e, Ankara’ya gidiyorum.
Burada da önemli bir noktaya parmak bastınız aslında. Hocaların çalışmıyorken bile aktif olması gerekir.
Kesinlikle… Çok doğru bir tespit, çok doğru bir düşünce... Antrenörlük sadece çalışırken olmaz. Böyle boşluklar iyi değerlendirilmeli. Görsel takipte bulunarak oyuncu portföyünüzü genişletebilirsiniz. Gerekiyorsa antrenman planlamalarınızı yeniden gözden geçirip, yeni arayışlar içerisine girebilirsiniz. Dilerseniz çeşitli kurslara bile katılabilirsiniz. Ekonomik özgürlükleri olan antrenör arkadaşlarımız yurt dışına gidip eğitimler alabilir. Ben, antrenörlüğümün ilk yıllarında Almanya’da Mönchengladbach takımında 3
hafta staj yapmıştım. 
Peki, futboldan kaç çuval para topladınız hocam?
En zor soru… Başta da dedim. Ben hep futbol sevdalısı oldum. Hiçbir zaman ticari hoca olmadım. Bunu samimi söylüyorum. Futbol sevgisi, benim para düşünmeme engel oldu. Çoğu kulüp başkanını kıramadım. Önceden verdiğim sözlerden dolayı düşük bütçeli takımlara gittim. İmza atarken para muhabbetinden kaçındım. ‘Hocam, bütçemiz düşük ama yine de düşünürseniz’ dediklerinde bile ‘hayırlı olsun’ demişimdir. Paradan ziyade hep dost biriktirdim. Hep istenildiğim yere gittim. Bir yere gitmek için hiçbir aracı kurum kullanmadım. Ekonomi benim için en son etken olmuştur ve 3 dakikada sonuçlanan pazarlıklarım olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder